اَلْإِحْنَاجُ [el-iḩnâc] (hemzenin kesriyle) Bu dahi bir şey΄i bir cânibe eğmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْنَجَهُ إِذَا أَمَالَهُ Ve bir tarafa eğilmek maʹnâsına lâzım olur; yukâlu. أَحْنَجَ الشَّيْءُ إِذَا مَالَ Ve sükûn bulmak maʹnâsınadır; yukâlu. أَحْنَجَ الشَّيْءُ إِذَا سَكَنَ Ve gizlemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْنَجَ الْخَبَرَ إِذَا أَخْفَاهُ Ve sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْنَجَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ Ve hîn-i tekellümde kelâmı muhannesler edâsı gibi bürüp kıvırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْنَجَ كَلاَمَهُ إِذَا أَلْوَاهُ كَمَا يَلْوِيهِ الْمُخَنَّثُ
اَلْإِحْنَاجُ [el-iḩnâc] (hemzenin kesriyle) Söylerken kelâmı burmak, muhannesler burduğu gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı