اَلْإِسْتِيدَافُ [el-istîdâf] İç yağını damlatmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْدَفَ الشَّحْمَةَ إِذَا اسْتَقْطَرَهَا Ve haber teftîş eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْدَفَ الْخَبَرَ إِذَا بَحَثَ عَنْهُ Ve erin menîsini hatun rahiminde cemʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْدَفَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا جَمَعَتْ مَاءَ الرَّجُلِ فِي رَحِمِهَا Ve süt kabının kapağını kaldırıp keyfiyyet ve kemmiyyetine ıttılâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْدَفَ لَبَنًا فِي الْإِنَاءِ إِذَا فَتَحَ رَأْسَهُ فَأَشْرَفَ عَلَيْهِ Ve nebât uzamak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْدَفَ النَّبَاتُ إِذَا طَالَ
اَلْإِسْتِيدَافُ [el-istîdâf] Bir nesneyi damlatmak, istiktâr maʹnâsına; yukâlu: إِسْتَوْدَفْتُ الشَّحْمَةَ إِذَا اسْتَقْطَرْتَهَا فَوَدَفَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı