اَلْإِسْتِيضَاحُ [el-istîḋâḩ] Iraktaki nesneyi görebilir miyim diye eli göz üzere koyup bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْضَحَ الشَّيْءَ إِذَا وَضَعَ يَدَهُ عَلَى عَيْنَيْهِ لِيَنْظُرَ هَلْ يَرَاهُ Mü΄ellif müsâmaha ile tefsîr eylemiştir. Ve bir kimseden bir mübhem nesneyi îzâh ve ʹayân eylemeği istemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَوْضَحَ فُلاَنًا أَمْرًا إِذَا سَأَلَهُ أَنْ يُوَضِّحَهُ لَهُ
اَلْإِسْتِيضَاحُ [el-istîḋâḩ] (hemzenin kesri ve sîn’in sükûnuyla) Eli göz üzerine koyup görür müyin diye nazar etmek; yukâlu: إِسْتَوْضِحْ يَا فُلَانُ yaʹnî “Onat gör.” Ve
إِسْتِيضَاحٌ [istîḋâḩ] Bir nesnenin vuzûh üzere bilmesin taleb etmek; tekûlu: إِسْتَوْضَحْتُهُ الْأَمْرَ وَالْكَلَامَ إِذَا سَأَلْتَهُ أَنْ يُوَضِّحَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı