اَلْإِعْذَابُ [el-iʹžâb] (hemzenin kesriyle) Menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْذَبَهُ عَنْهُ إِذَا مَنَعَهُ Ve bir nesneden geri durup ferâgat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْذَبَ عَنْهُ إِذَا كَفَّ وَتَرَكَ Ve suyun yosununu çıkarıp sâf ve pâkîze kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْذَبَ الْمَاءَ إِذَا نَزَعَ طُحْلُبَهُ Bunda hemze selb içindir, zîrâ عَذَبَةٌ [ʹažebet] yosuna denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve bir kimsenin suyu latîf ve hoş-güvâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْذَبَ الْقَوْمُ أَيْ عَذُبَ مَاؤُهُمْ
اَلْإِعْذَابُ [el-iʹžâb] (hemzenin kesriyle) Havuzun çirkini çıkarmağa derler; yukâlu: أَعْذِبْ حَوْضَكَ أَيِ انْزَعْ مَا فِيهِ مِنْ قَذًى Pes hemze selb için olur. Ve menʹ etmek maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: أَعْذَبْتُهُ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا مَنَعْتَهُ عَنْهُ ve yukâlu: أَعْذِبْ نَفْسَكَ عَنْ كَذَا أَيِ امْنَعْهَا عَنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı