اَلْإِعْقَارُ [el-iʹḵâr] (hemzenin kesriyle) Hatunu عُقَرَةٌ [ʹuḵaret] kılmak yaʹnî rahimini ʹalîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْقَرَهَا اللهُ تَعَالَى أَيْ جَعَلَهَا عُقْرَةً Ve bir adama عُقْرَةٌ [ʹuḵret] yaʹnî tuʹme yedirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْقَرَ فُلاَنًا إِذَا أَطْعَمَهُ عُقْرَةً أَيْ طُعْمَةً
اَلْإِعْقَارُ [el-iʹḵâr] (hemzenin kesriyle) Bir kimsenin عَقَارٌ [ʹaḵâr]ı çok olmak; yukâlu: أَعْقَرَ الرَّجُلُ إِذَا كَثُرَ عَقَارُهُ Ve
إِعْقَارٌ [iʹḵâr] Bir kimseye dehşet vermeğe dahi derler, bir haysiyyetle ki yürümeğe kâdir olmaya.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı