اَلْإِقْتِدَاحُ [el-iḵtidâḩ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi çakmak çakmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْتَدَحَ بِالزَّنْدِ بِمَعْنَى قَدَحَ Ve kepçe ile çömlekten taʹâm kotarmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِقْتَدَحَ الْمَرَقَ إِذَا غَرَفَهُ بِالْمِقْدَحَةِ Ve bir mâddede iʹmâl-i fikr ü reviyyetle re΄y ve tedbîr eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki maʹnâ-yı evvelden me΄hûzdur; yukâlu: إِقْتَدَحَ اْلأَمْرَ إِذَا دَبَّرَهُ
اَلْإِقْتِدَاحُ [el-iḵtidâḩ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Çakmak çalmak. Ve
إِقْتِدَاحٌ [iḵtidâḩ] Kefçe ile şorbayı kotarmağa da derler; yukâlu: إِقْتَدَحْتُ الزَّنْدَ Yaʹnî “Od çıkarmak için çakmak çaldım.” Ve yukâlu: إِقْتَدَحْتُ الْمَرَقَ Yaʹnî “Kefçe ile şorbayı aldım.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı