اَلْإِقَادَةُ [el-iḵâdet] (إِفَادَةٌ [ifâdet] vezninde) Yedmek için bir adamın yedeğine at vermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقَادَهُ خَيْلاً إِذَا أَعْطَاهُ لِيَقُودَهَا Burada münâsib olan فَرَسًا demek idi. Ve kısâs eylemek maʹnâsınadır ki kâtili maktûl mukâbilinde katl eylemekten ʹibârettir. قَوَدٌ [ḵaved]-i âtîden me΄hûzdur; yukâlu: أَقَادَ الْقَاتِلُ بِالْقَتِيلِ إِذَا قَتَلَهُ بِهِ Ve yağmur firâvân olup her tarafa şâmil olmak maʹnâsına müstaʹmeldir, قِيَادَةٌ [ḵiyâdet]ten me΄hûzdur; yukâlu: أَقَادَ الْغَيْثُ إِذَا اتَّسَعَ Ve sebk ve takaddüm eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَقَادَ فُلاَنٌ إِذَا تَقَدَّمَ
اَلْإِقَادَةُ [el-iḵâdet] (hemzenin kesriyle) Atlar vermek; tekûlu: أَقَدْتُكَ خَيْلًا أَيْ أَعْطَيْتُكَ خَيْلًا تَقُودُهَا Ve
إِقَادَةٌ [iḵâdet] Kısâs etmeğe dahi derler; yukâlu: أَقَدْتُ الْقَاتِلَ بِالْقَتِيلِ أَيْ قَتَلْتُهُ بِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı