اَلْإِقْدَامُ [el-iḵdâm] (hemzenin kesriyle) Dilîrlik eylemek maʹnâsınadır ki nefsini ileri geçirmek lâzımıdır; yukâlu: أَقْدَمَ عَلَى الْأَمْرِ إِذَا شَجُعَ Ve bir adamı ileri geçirmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَقْدَمْتُهُ بِمَعْنَى قَدَّمْتُهُ Ve
إِقْدَامُ يَمِينٍ [iḵdâmu yemîn] تَقْدِيمٌ [taḵdîm] gibi bi-ʹaynihi yemîn eylemekten ʹibârettir; tekûlu: أَقْدَمْتُ يَمِينًا إِذَا حَلَفْتَ
اَلْإِقْدَامُ [el-iḵdâm] (hemzenin kesriyle) Bir nesnenin husûlüne tamâm mukayyed olmak; yukâlu: أَقْدَمَ عَلَى الْأَمْرِ إِقْدَامًا Ve
إِقْدَامٌ [iḵdâm] Şecâʹate dahi derler. Ve
إِقْدَامٌ [iḵdâm] Bir nesneyi مُقَدِّمٌ [muḵaddim] kılmağa dahi derler; yukâlu: أَقْدَمَهُ بِمَعْنَى قَدَّمَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı