اَلْإِقْفَالُ [el-iḵfâl] (hemzenin kesriyle) Bir adamı seferden geri döndürmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَقْفَلْتُهُمْ مِنْ مَبْعَثِهِمْ إِذَا أَرْجَعْتَهُمْ Ve kapıyı kilîdlemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْفَلَ الْبَابَ وَعَلَى الْبَابِ إِذَا جَعَلَ عَلَيْهِ قُفْلًا Ve bir kimse giden adamın ardına bakıp durmak maʹnâsınadır ki ardından göz dikmek taʹbîr olunur; yukâlu: أَقْفَلَهُمْ إِذَا أَتْبَعَهُمْ بَصَرَهُ Ve nâsı biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْفَلَهُمْ عَلَى الْأَمْرِ إِذَا جَمَعَهُمْ
اَلْإِقْفَالُ [el-iḵfâl] (hemzenin kesriyle) Kurutmak; yukâlu: أَقْفَلَهُ إِذَا أَيْبَسَهُ Ve
إِقْفَالٌ [iḵfâl] Geri döndürmeğe dahi derler; tekûlu: أَقْفَلْتُ الْجُنْدَ مِنْ مَبْعَثِهِمْ Ve
إِقْفَالٌ [iḵfâl] Kapı kilitlemeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı