اَلْإِمْتَاعُ [el-imtâʹ] (hemzenin kesriyle) Bu dahi fâ΄idelendirmek maʹnâsınadır; ve minhu yekûlûne: أَمْتَعَهُ اللهُ بِكَذَا أَيْ أَبْقَاهُ وَأَنْشَأَهُ إِلَى أَنْ يَنْتَهِيَ شَبَابُهُ Ve bir nesneden müstagnî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْتَعَ عَنْهُ إِذَا اسْتَغْنَى Ve fâ΄idelenmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْتَعَ بِمَالِهِ إِذَا تَمَتَّعَ
اَلْإِمْتَاعُ [el-imtâʹ] (hemzenin kesriyle) Fâ΄idelendirmek; yukâlu: أَمْتَعَهُ اللهُ بِكَذَا Ve Ebû Zeyd eyitti: أَمْتَعْتُ بِالشَّيْءِ وَتَمَتَّعْتُ bir maʹnâyadır. Ve Ebû ʹAmr dahi böyle demiştir. Ve Aṡmaʹî mezbûrlara muhâlefet edip istişhâd ettikleri nesneleri te΄vîl etmiştir. Ve
إِمْتَاعٌ [imtâʹ] istignâ maʹnâsına dahi gelir; tekûlu: أَمْتَعْتُ عَنْ فُلَانٍ إِذَا اسْتَغْنَيْتَ عَنْهُ Hakâhu Ebû ʹAmr ʹani’n-Numeyrî.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı