el-îtâr ~ اَلْإِيتَارُ

Kamus-ı Muhit - الإيتار maddesi

اَلْإِيتَارُ [el-îtâr] (hemzenin kesriyle) Bu dahi bir nesnenin ʹadedini tek eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْتَرَ الْقَوْمَ إِذَا جَعَلَ شَفْعَهُمْ وِتْرًا Ve bir nesneyi birbiri ardınca kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْتَرَ بَيْنَ أَخْبَارِهِ إِذَا تَابَعَهُ Ve yaya kiriş geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْتَرَ الْقَوْسَ إِذَا جَعَلَ لَهَا وَتَرًا Ve salât-ı vitr kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْتَرَ الْمُصَلِّي إِذَا صَلَّى الْوِتْرَ أَوْ وَتَرَ الصَّلاَةَ وِتْرًا وَأَوْتَرَهَا إِيتَارًا وَوَتِّرَهَا تَوْتِيرًا بِمَعْنًى يَعْنِي صَلَّى الْوِتْرَ Ve bir nesneyi yalnız, münferid kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَوْتَرَ الشَّيْءَ إِذَا أَفَذَّهُ أَيْ جَعَلَهُ فَذًّا

Vankulu Lugatı - الإيتار maddesi

اَلْإِيتَارُ [el-îtâr] (hemzenin kesri ve meddiyle) Bir nesneyi birer birer işlemek; yukâlu: أَوْتَرَهُ أَيْ أَفَذَّهُ Ve إِفْذَاذٌ [ifžâž] fâ’yla ve žâl-ı muʹceme ile aslında koyun birer doğurmağa derler. Ve bir nesneyi tek işlemeğe de derler; yukâlu: أَوْتَرَ صَلَاتَهُ Ve yaya kiriş vurmağa da derler; yukâlu: أَوْتَرَ قَوْسَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı