اَلْإِتِّسَارُ [el-ittisâr] (إِتِّبَاعٌ [ittibâʹ] vezninde) ve
اَلْإِيتِسَارُ [el-îtisâr] (tâ’yı yâ’ya kalble) Bunlar da مَيْسِرٌ [meysir] dedikleri devenin etini bölüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِتَّسَرَ الْقَوْمُ وَاِيتَسَرُوا يتَّسِرُونَ وَيَأْتَسِرُونَ اِتِّسَارًا وَاِيتِسَارًا إِذَا اقْتَسَمُوا لَحْمَ الْمَيْسِرِ
اَلْإِيتِسَارُ [el-îtisâr] (hemzenin kesri ve meddiyle) ve
اَلْإِئْتِسَارُ [el-i΄tisâr] (hemze-i ûlânın kesri ve sânînin sükûnuyla) Bunların üçü bir maʹnâyadır; yukâlu: يَأْتَسِرُونَهَا إِئْتِسَارًا كَمَا قَالُوا فِي اتَّعَدَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı