اَلْبَهْوُ [el-behv] (bâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Evlerin önünde olan başkaca eve denir, şehir hânelerinde selâmlık odası olur; yukâlu: قَعَدُوا فِي الْبَهْوِ وَهُوَ الْبَيْتُ الْمُقَدَّمُ أَمَامَ الْبُيُوتِ Ve سِرْدَابٌ [sirdâb] gibi yer altında ittihâz olunan geniş öküz yatağına denir; cemʹi أَبْهَاءٌ [ebhâ΄] gelir ve بُهُوٌّ [buhuvv] gelir zammeteynle ve vâv’ın teşdîdiyle ve بُهِيٌّ [buhiyy] gelir عُتِيٌّ [ʹuṯiyy] vezninde; aslları بُهُويٌ idi. Ve meydânlı geniş arza denir. Ve mutlakan vâsiʹ nesneye denir. Ve bedende göğsün içine ʹalâ-kavlin memeler ile boğaz çukurunun tûlânî aralığına denir. Ve mutlakan hâmilin yaʹnî gebenin karnında beyne’l-verikeyn veled yatağına denir; cemʹi أَبْهَاءٌ [ebhâ΄] gelir ve أَبْهَى [ebhâ] gelir, أَفْعَلٌ [efʹal] vezninde ki aslı أَبْهَوٌ idi ve بُهِيٌّ [buhiyy] gelir bâ’nın zammı ve hâ’nın kesriyle ve بِهِيٌّ [bihiyy] gelir bâ’nın kesriyle.
اَلْبَهْوُ [el-behv] (bâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Şol evdir ki sâ΄ir evlerden mukaddem ola, yaʹnî onların ilerisinde ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı