اَلتَّثَقُّبُ [et-tešamp;aḵḵub] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) اِنْثِقَابٌ [inšamp;iḵâb] maʹnâsınadır; yukâlu: ثَقَبَهُ فَانْثَقَبَ وَتَثَقَّبَ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu تَثَقَّبْتُهُ بِمَعْنَى ثَقَبْتُهُ Ve âteşi tutuşturup ʹalevlendirmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَثَقَّبَ النَّارَ أَيْ أَوْقَدَهَا
اَلتَّثَقُّبُ [et-tešamp;aḵḵub] (fethateynle ve ḵâf’ın zammı ve teşdîdiyle) Delinmek; yukâlu: تَثَقَّبَ الْجِلْدُ إِذَا ثَقَّبَهُ الْحَلَمُ Yaʹnî onu حَلَمٌ [ḩalem] dedikleri cânver delse ki حَلَمٌ [ḩalem] feth-i ḩâ΄ ile güveye derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı