اَلتَّتْلِيَةُ [et-tetliyet] (تَأْدِيَةٌ [te΄diyet] vezninde) Bu dahi bir kimseye tâbiʹ olmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَلَّيْتُهُ إِذَا تَبِعْتَهُ Ve farîzadan sonra nâfile kılmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki farîzaya nâfileyi itbâʹ eylemiş olur; yukâlu: تَلَّى صَلَاتَهُ أَيْ أَتْبَعَ الْمَكْتُوبَةَ تَطَوُّعًا Ve bir kimse nezrini edâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَّى الرَّجُلُ إِذَا قَضَى نَذْرَهُ Ve hayâttan âhir-i ramaka varmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَلَّى الرَّجُلُ إِذَا صَارَ بِآخِرِ رَمَقٍ مِنْ عُمُرِهِ
اَلتَّتْلِيَةُ [et-tetliyet] (ʹalâ-vezni اَلتَّرْبِيَة [et-terbiyet]) Bir kimseden bakiyye-i rûh ve âhir-i ramak kalmak; yukâlu: تَلَّى الرَّجُلُ بِالتَّشْدِيدِ إِذَا كَانَ بِآخِرِ الرَّمَقِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı