اَلتَّتْمِيرُ [et-tetmîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Hurmânın tâzesi gereği gibi olup temr haddine varmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَّرَ الرُّطَبُ تَتْمِيرًا إِذَا صَارَ فِي حَدِّ الرُّطَبِ Ve ağaç hurmâ tutmak, ʹalâ-kavlin meyvesi rutab olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَّرَتِ النَّخْلَةُ إِذَا حَمَلَتِ التَّمْرَ أَوْ صَارَ مَا عَلَيْهَا رُطَبًا Ve bir adama hurmâ yedirmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَّرَ الْقَوْمَ إِذَا أَطْعَمَهُمُ التَّمْرَ Ve bir nesneyi kurutmak maʹnâsına müstaʹmeldir, zîrâ rutabı kurutmayınca temr olmaz; yukâlu: تَمَّرَ الشَّيْءَ إِذَا يَبَّسَهُ Ve eti tike tike doğrayıp kurutmak ve kadîd eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَمَّرَ اللَّحْمَ إِذَا قَطَّعَهُ صِغَارًا وَجَفَّفَهُ
اَلتَّتْمِيرُ [et-tetmîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Eti ve hurmâyı kurutmak, yaʹnî her birin kurutmak murâd olur, kaçan تَتْمِيرُ اللَّحْمِ وَتَتْمِيرُ التَّمْرِ deseler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı