اَلتَّقْحِيمُ [et-taḵḩîm] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir adamı bir işe قُحُومٌ [ḵuḩûm] ettirmek maʹnâsınadır; tekûlu: قَحَّمْتُهُ إِذَا أَدْخَلْتَهُ فِي الْأَمْرِ مِنْ غَيْرِ رَوِيَّةٍ Ve at râkibini yüzü üzere atıp yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَحَّمَهُ الْفَرَسُ إِذَا رَمَاهُ عَلَى وَجْهِهِ
اَلتَّقْحِيمُ [et-taḵḩîm] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) At bir kimseyi yüzü üzere atmak; yukâlu: قَحَّمَ الْفَرَسُ فَارِسَهُ تَقْحِيمًا عَلَى وَجْهِهِ إِذَا رَمَاهُ Nüsah-ı Ṡıḩâḩ’ta böyle vâkiʹ olmuştur, lâkin münâsib olan إِذَا رَمَاهُ عَلَى وَجْهِهِ dir, nitekim Ḵâmûs’ta öyle vâkiʹ olmuştur. Ve
تَقْحِيمٌ [taḵḩîm] Bilâ-mülâhaza nefsi bir yere idhâl etmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı