اَلتَّقَضُّضُ [et-teḵaḋḋuḋ] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) ve
اَلتَّقَضِّي [et-teḵaḋḋî] (ḋâd-ı ahîreyi yâ’ya ibdâlla) Bunlar da kuş havâdan süzülüp inmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَقَضَّضَ الطَّائِرُ وَتَقَضَّى بِمَعْنَى إِنْقَضَّ Ve تَقَضِّى [teḵaḋḋî] kelimesinin aslı تَقَضُّضٌ [teḵaḋḋuḋ] idi, تَظَنِّي [teżannî] ve تَظَنُّنٌ [teżannun] gibi.
اَلتَّقَضِّي [et-teḵaḋḋî] (fethateynle ve ḋâd’ın kesri ve teşdîdiyle) Zikr olunan maʹnâya; tekûlu: إِنْقَضَى الشَّيْءُ وَتَقَضَّى إِذَا تَمَّ Ve
تَقَضِّي [teḵaddî] Kuş uçarken aşağı süzülmeğe dahi derler; yukâlu: تَقَضَّى الْبَازِي إِذَا انْقَضَّ وَأَصْلُهُ تَقَضَّضَ فَلَمَّا كَثُرَتِ الضَّادُ أُبْدِلَتْ مِنْ إِحْدَاهُنَّ يَاءً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı