اَلتَّقَعُّدُ [et-teḵaʹʹud] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Oturuşmak maʹnâsınadır. Bu münâsebetle bir adamın maslahatına nasb-ı nefs ile kıyâm ve ihtimâm eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki sâ΄ir umûra kıyâmı terk eder; yukâlu: تَقَعَّدَ فُلاَنًا إِذَا قَامَ بِأَمْرِهِ Ve قُعُودٌ [ḵuʹûd] kıyâm maʹnâsına da gelmekle ondan dahi me΄hûz olmak muhtemeldir. Ve
تَقَعُّدٌ [teḵaʹʹud] Bir adamı işinden alıkomak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: تَقَعَّدَهُ إِذَا رَيَّثَهُ عَنْ حَاجَتِهِ Ve bir husûsu talebden fârig olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: تَقَعَّدَ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا لَمْ يَطْلُبْهُ يَعْنِي تَرَكَ طَلَبَهُ
اَلتَّقَعُّدُ [et-teḵaʹʹud] (fethateynle ve ʹayn’ın zammı ve teşdîdiyle) Bir nesneyi taleb etmemek; yukâlu: تَقَعَّدَ فُلَانٌ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا لَمْ يَطْلُبْهُ Ve bir kimseyi bildiği nesneden alıkomak; yukâlu: تَقَعَّدْتُهُ أَيْ رَبَثْتُهُ عَنْ حَاجَتِهِ وَعُقْتُهُ Ve رَبْثٌ [rebšamp;] ve عَوْقٌ [ʹavḵ] menʹ etmeğe derler; ve yukâlu: مَا تَقَعَّدَنِي مِنْكَ إِلَّا شُغْلٌ أَيْ مَا مَنَعَنِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı