اَلْحَصَا [el-ḩaṡâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Ufacık taşlara denir ki çakıl taʹbîr olunur; müfredi حَصَاةٌ [ḩaṡât]tır, cemʹi حَصَيَاتٌ [ḩaṡayât] gelir fetehâtla ve حُصِيٌّ [ḩuṡiyy] gelir ḩâ’nın zammı ve kesri ve ṡâd’ın kesriyle. Ve
حَصَا [ḩaṡâ] Sayıya denir, عَدَدٌ [ʹaded] maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin ʹaded-i kesîre denir; tekûlu: لَمْ أَرَ مِنْهُمْ أَكْثَرَ حَصًا أَيْ عَدَدًا أَوْ هُوَ الْكَثِيرُ Ve
حَصَا [ḩaṡâ] Masdar olur, bir nesnede eser kalmak maʹnâsına; yukâlu: حَصِيَ الشَّيْءَ حَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَثَّرَ فِيهِ Ve yerin çakılı çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَصِيَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ حَصَاهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı