اَلْحُصَاصُ [el-ḩuṡâṡ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Eşek kısmı kulağını kısıp kuyruğunu beri öte salarak seğirtmesine denir. Ve osuruğa denir. Ve pek seğirtmeye denir. Kâle’ş-şârih إِذَا سَمِعَ الشَّيْطَانُ الْأَذَانَ تَوَلَّى وَلَهُ حُصَاصٌ أَيْ شِدَّةُ الْعَدْوِ وَقِيلَ هُوَ أَنْ يَصُرَّ الْحِمَارُ بِأُذُنَيْهِ وَيَمْصَعَ بِذَنَبِهِ وَيَعْدُوَ وَقِيلَ هُوَ الضُّرَاطُ Ve
حُصَاصٌ [ḩuṡâṡ] Uyuzluğa denir, جَرَبٌ [cereb] maʹnâsına.
اَلْحُصَاصُ [el-ḩuṡâṡ] (ḩâ’nın zammıyla) Merkeb kulağın kısıp seğirtmek. Ve fî hadîsi Ebî Hureyre: “أَنَّ الشَّيْطَانَ إِذَا سَمِعَ الْأَذَانَ مَرَّ وَلَهُ حُصَاصٌ” Ḩammâd b. Seleme eyitti: ʹÂṡim b. Ebi’n-Nucûd’dan حُصَاصٌ [ḩuṡâṡ] nedir diye su΄âl ettim. Eyitti: Görmez misin hımâr kaçan sürʹatle seğirtmeli olsa kulakların kısıp kuyruğın salar. Ebû ʹUbeyd eyitti: حُصَاصٌ [ḩuṡâṡ] yellenmeğe derler, ضُرَاطٌ [ḋurâṯ] maʹnâsına, baʹzılar kavlinde, ammâ ʹÂsim’in kavli bana ahsen gelir ve Aṡmaʹî’nin dahi kavli budur dedi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı