اَلْحَفَظَةُ [el-ḩafeżat] (fetehâtla) حَافِظٌ [ḩâfiż]in cemʹidir ki zikr olundu. Bu münâsebetle şol melâ΄ike-i kirâm hazerâtına ıtlâk olunur ki aʹmâl-i ʹibâdın zabt ve ihsâsına mü΄ekkel olmalarıyla beheme-ân ne ʹamel ederlerse zabt ve kayd ederler; onlara حَافِظُونَ [ḩâfiżûn] dahi denir; yukâlu: عَلَيْهِمُ الْكِرَامُ الْحَفَظَةُ وَهُمُ الَّذِينَ يُحْصُونَ أَعْمَالَ الْعِبَادِ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ وَهُمُ الْحَافِظُونَ
اَلْحِفْظَةُ [el-ḩifżat] (ḩâ’nın kesriyle) ve
اَلْحَفِيظَةُ [el-ḩafîżat] (ḩâ’nın fethiyle) Hamiyyet ve gazab maʹnâsınadır ki hetk-i hürmet husûsunda kalb kabûl eylemeyip edenlere gazaba gelip defʹ eylemekten ʹibârettir; yukâlu: هُوَ مِنْ أَهْلِ الْحِفْظَةِ وَالْحَفِيظَةِ أَيِ الْحَمِيَّةِ وَالْغَضَبِ يَعْنِي عِنْدَ حِفْظِ الْحُرْمَةِ Ve
حَفِيظَةٌ [ḩafîżat] مُحَافَظَةٌ [muḩâfażat]tan ism olur; ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْحَفَظَةُ [el-ḩafeżat] (fethateynle) Şol meleklerdir ki benî âdemin aʹmâlin yazarlar.
اَلْحِفْظَةُ [el-ḩifżat] (ḩâ’nın kesri ve fâ’nın sükûnuyla ve żâ’nın fethiyle) Bi-maʹnâhu; ve minhu kavluhum: إِنَّ الْحَفَائِظَ تَنْقُضُ الْأَحْقَادَ Yaʹnî “Akribâya ve dosta gayrıların gazabı terahhum îcâb eder, her ne denli ona kînin dahi var ise.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı