اَلْحَمَشُ [el-ḩameş] (fethateynle) ve
اَلْحَمْشَةُ [el-ḩamşet] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Darılmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَمِشَ الرَّجُلُ حَمَشًا وَحَمْشَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غَضِبَ Ve şerr ve kerîhe şiddetlenmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَمِشَ الشَّرُّ إِذَا اشْتَدَّ Ve
حَمْشٌ [ḩamş] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) ve
حَمَشٌ [ḩameş] (fethateynle) Bir adam ince bacaklı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَمِشَ الرَّجُلُ حَمْشًا وَحَمَشًا مِنَ الْبَابِ الْمَزْبُورِ إِذَا صَارَ دَقِيقَ السَّاقَيْنِ
اَلْحَمِشُ [el-ḩamiş] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْحَمْشُ [el-ḩamş] (شَمْسٌ [şems] vezninde; ke-mâ zukire) ve
اَلْمُسْتَحْمِشُ [el-mustaḩmiş] (ism-i fâʹil bünyesiyle) İnce kirişe vasf olur; yukâlu: وَتَرٌ حَمِشٌ وَحَمْشٌ وَمُسْتَحْمِشٌ أَيْ دَقِيقٌ ve yukâlu: أَوْتَارٌ حَمِشَةٌ وَحَمْشَةٌ وَمُسْتَحْمِشَةٌ أَيْ دَقِيقَةٌ
اَلْحَمْشُ [el-ḩamş] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Biriktirmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَمَشَ الشَّيْءَ حَمْشًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا جَمَعَهُ Ve darıltmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَمَشَ فُلاَنًا إِذَا أَغْضَبَهُ Ve nâsı dargınlıkla sürüp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَمَشَ الْقَوْمَ إِذَا سَاقَهُمْ بِغَضَبٍ Ve bir kimse ince bacaklı olmak maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve sıfat olur ki ince bacaklı adama denir. Ve ince kirişe denir, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْحَمَشُ [el-ḩameş] (fethateynle) İnce olmak; yukâlu: حَمِشَتْ قَوَائِمُهُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَقَّتْ
اَلْحَمْشُ [el-ḩamş] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Bi-maʹnâhu; ve yukâlu: رَجُلٌ أَحْمَشُ السَّاقَيْنِ وَحَمْشُ السَّاقَيْنِ أَيْ دَقِيقُهُمَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı