اَلزِّبْرِقَانُ [ez-zibriḵân] (zây’ın ve râ’nın kesriyle) Aya denir, قَمَرٌ [ḵamer] maʹnâsına; yukâlu: طَلَعَ الزِّبْرِقَانُ أَيِ الْقَمَرُ Ve azca sakallı adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زِبْرِقَانٌ أَيِ الْخَفِيفُ اللِّحْيَةِ Ve ashâbdan Ḩuṡayn b. Bedr’in lakabıdır; hüsn ü cemâlinden yâhûd dâ΄imâ sarı ʹimâme sarınır olduğundan mülakkab olmuştur yâhûd eğnine bir hulle giyip meclis-i ahbâba varmakla زَبْرَقَ حُصَيْنٌ demeleriyle lakab-ı mezbûr ile mülakkab oldu.
اَلزِّبْرِقَانُ [ez-zibriḵân] (zâ’nın ve râ’nın kesriyle) Ay, kamer maʹnâsına. Ve
زِبْرِقَانُ [Zibriḵân] Bir recülün ismidir ki o Bedr el-Fezârî oğludur. Ebû Yûsuf eyitti: Mezbûra زِبْرِقَانُ [zibriḵân] dedikleri dülbendi sarı olduğu içindir, ismi Ḩuṡayn’dır dedi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı