ez-zebîl ~ اَلزَّبِيلُ

Kamus-ı Muhit - الزبيل maddesi

اَلزِّبْلُ [ez-zibl] (zâ’nın kesri ve bâ’nın sükûnuyla) ve

اَلزَّبِيلُ [ez-zebîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Fışkıya ve gübreye denir, سِرْقِينٌ [sirḵîn] maʹnâsına. Ve zebîl ve zenbîl dedikleri zarfa denir, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلزَّبِيلُ [ez-zebîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde ki zikr olundu) ve

اَلزِّبِّيلُ [ez-zibbîl] (سِكِّينٌ [sikkîn] vezninde) ve

اَلزِّنْبِيلُ [ez-žinbîl] (قِنْدِيلٌ [ḵindîl] vezninde ve baʹzen zây’ı meftûh olur) قُفَّةٌ [ḵuffet]ye denir ki küfe taʹbîr olunan zarftır, hurmâ yaprağından örerler ki murâd Türkîde dahi zenbîl dedikleri olacaktır, gûnâgûn şeklde yaparlar, ʹalâ-kavlin dağarcığa denir, جِرَابٌ [cirâb] maʹnâsına yâhûd mutlakan haml olunacak ve nesne koyacak kaba denir, وِعَاءٌ [viʹâ΄] maʹnâsına. Ve زَبِيلٌ [zebîl] kelimesinin cemʹi زُبُلٌ [zubul]dür, كُتُبٌ [kutub] vezninde ve زُبْلَانٌ [zublân]dır zây’ın zammıyla. Şârih der ki زِبِّيلٌ [zibbîl]in cemʹi زَبَابِيلُ [zebâbîl] ve زِنْبِيلٌ [zinbîl] cemʹi زَنَابِيلُ [zenâbîl]dir. Ve zenbîle زِبِّيلٌ [zibbîl] ve زِنْبِيلٌ [zinbîl] ıtlâkı mukaddemâ onunla gübre taşıdıklarına mebnîdir. Ve nûn’u zâ΄idedir.

Vankulu Lugatı - الزبيل maddesi

اَلزَّبِيلُ [ez-zebîl] (zâ’nın fethi ve bâ’nın kesri ve meddiyle) Zenbîl dedikleri âlet ki onunla huşkî yâ gayrı nesne taşırlar.

اَلزِّبِّيلُ [ez-zibbîl] (zâ’nın kesri ve bâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Bi-maʹnâhu, her bâr ki zâ meksûr kılınsa, bâ’nın teşdîdi lâzım olur, zîrâ kelâm-ı ʹArabda فَعْلِيلٌ [faʹlîl] yoktur fâ’nın fethiyle, bu zikr olan Cevherî’nin edâsına binâ΄endir, nitekim eyitmiştir: فَإِذَا كَسَرْتَهُ شَدَّدْتَهُ فَقُلْتَ زِبِّيلٌ أَوْ زِنْيبِلٌ لِأَنَّهُ لَيْسَ فِي الْكَلَامِ فَعْلِيلٌ بِالْفَتْحِ Lâkin taʹlîl-i mezkûrun sevkine mülâyim olan فَإِذَا شَدَّدْتَهُ كَسَرْتَهُ demektir, nitekim hafî değildir,zîrâ فِعْلِيلٌ [fiʹlîl] vezni teşdîd geldikten sonra hâsıl olur, pes kesri îcâb eden teşdîd olur, ʹaksi olmaz.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı