es-settûḵ ~ اَلسَّتُّوقُ

Kamus-ı Muhit - الستوق maddesi

اَلسَّتُّوقُ [es-settûḵ] (تَنُّورٌ [tennûr] vezninde) ve

اَلسُّتُّوقُ [es-suttûḵ] (قُدُّوسٌ [ḵuddûs] vezninde) ve

اَلتُّسْتُوقُ [et-tustûḵ] (tâ’nın zammıyla) Geçmez ve kalb akçeye denir ki altı bakır ve yüzleri gümüş olur; yukâlu: دِرْهَمٌ سَتُّوقٌ وَسُتُّوقٌ وَتُسْتُوقٌ أَيْ زَيْفٌ بَهْرَجٌ مُلَبَّسٌ بِالْفِضَّةِ Şârihin beyânına göre si-tûy-ı Fârisî muʹarrebidir, üç kat demektir ki bakır ve kalay ve gümüşten mürekkeb olur, ortası bakır ve yüzleri gümüş olur. Ve kâle fi’l-Muġrib اَلسُّتُوقُ أَرْدَأُ مِنَ الْبَهْرَجِ وَعَنِ الْكَرْخِيِّ السُّتُوقُ عِنْدَهُمْ مَا كَانَ الصُّفْرُ أَوِ النُّحَاسُ هُوَ الْغَالِبُ الْأَكْثَرُ

Vankulu Lugatı - الستوق maddesi

اَلسُّتُّوقُ [es-suttûḵ] (sîn’in zammı ve tâ’nın zammı ve teşdîdiyle ve meddiyle ve sîn’in fethi ile dahi lügattır ve’l-bâkî ʹalâ hâlihi) Yaramaz akçe, زَيْفٌ [zeyf] ve بَهْرَجٌ [behrec] maʹnâsına. Ve her kelime ki bu üslûb üzere ola o meftûhu’l-evveldir illâ dört kelime nâdirdir ki onların biri سُبُّوحٌ [subbûḩ] ve biri قُدُّوسٌ [ḵuddûs] ve biri ذُرُّوحٌ [žurrûḩ] ve biri dahi سُتُّوقٌ [suttûḵ]tur, lâkin ذُرُّوحٌ [žurrûḩ]tan mâ-ʹadâsı meftûh ve mazmûm olur. Ve ذُرُّوحٌ [žurrûḩ] mazmûm olur meftûh olmaz. Ve ذُرُّوحٌ [žurrûḩ] bir kırmızı böcektir ki noktaları vardır, sümûmdandır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı