اَلسَّاجِعَةُ [es-sâciʹat] ve
اَلسَّجُوعُ [es-secûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Terdîd ve tercîʹ ederek öten güvercine denir. Cemʹleri سُجَّعٌ [succaʹ] gelir, رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde ve سَوَاجِعُ [sevâciʹ] gelir. Ve
سَاجِعٌ [sâciʹ] Bir nesneye sapmayarak doğruca tarîka-i vâhide üzere kasd ve âheng eden adama denir, gerek kelâm ve gerek gayrı olsun; yukâlu: فُلاَنٌ سَاجِعٌ فِي كَلاَمِهِ وَسَيْرِهِ أَيْ قَاصِدٌ يَعْنِي مُسْتَقِيمٌ لاَ يَمِيلُ عَنِ الْقَصْدِ Ve uzun nâkaya yâhûd yavrusunu özleyerek âvâzını rikkatle çekip tarab ve nagme tarzında hanîn eden nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ سَاجِعٌ أَيْ طَوِيلَةٌ أَوْ مُطْرِبَةٌ فِي حَنِينِهَا Ve şol çehreye denir ki muʹtedil ve hûb-hilkat ve dil-ber ola; yukâlu: وَجْهٌ سَاجِعٌ أَيْ مُعْتَدِلٌ حَسَنُ الْخِلْقَةِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı