es-secîl ~ اَلسَّجِيلُ

Kamus-ı Muhit - السجيل maddesi

اَلسَّجِيلُ [es-secîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) سَجْلٌ [secl] kelimesini te΄kîd ve mübâlaga için îrâd olunur; yukâlu: سَجْلٌ سَجِيلٌ مُبَالَغَةً ve yukâlu: دَلْوٌ سَجِيلٌ وَسَجِيلَةٌ أَيْ ضَخْمَةٌ Burada tezkîr سَجْلٌ [secl] iʹtibârına mebnîdir; ve yukâlu: خُصْيَةٌ سَجِيلَةٌ أَيْ بَيِّنَةُ السَّجَالَةِ مُسْتَرْخِيَةُ الصَّفَنِ وَاسِعَتُهُ Yaʹnî büyük kova gibi derileri geniş ve sarkık hâyedir. Pes bu maʹnâlarda سَجِيلٌ [secîl] kelimesi سُجَالَةٌ [sucâlet]ten sıfat olur ki bâb-ı hâmistendir, büyük kova gibi geniş ve sarkık olmak maʹnâsınadır; ve yukâlu: ضَرْعٌ سَجِيلٌ وَأَسْجَلُ كَأَفْضَلَ أَيْ مُتَدَلٍّ وَاسِعٌ Ve

سَجِيلٌ [secîl] Hisse ve nasîb maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَعْطَاهُ سَجِيلَهُ مِنْ كَذَا أَيْ نَصِيبَهُ Ve pek ve sulb ve şedîd olan nesneye ıtlâk olunur; yukâlu: شَيْءٌ سَجِيلٌ أَيْ صُلْبٌ شَدِيدٌ

اَلسِّجِّيلُ [es-siccîl] (سِكِّيتٌ [sikkît] vezninde) Kesek tarzında bir gûne taşa denir. Ve bu seng ve gil muʹarrebidir ki murâd kumlu çamur ile puhte olup sonra mütehaccer olan taştır; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ﴾ أَيْ حِجَارَةٍ كَالْمَدَرِ مُعَرَّبُ سَنْك وَكِل أَوْ كَانَتْ طُبِخَتْ بِنَارِ جَهَنَّمَ وَكُتِبَ فِيهَا أَسْمَاءُ الْقَوْمِ أَوْ قَوْلُهُ تَعَالَى مِنْ سِجِّيلٍ أَيْ مِنْ سِجِلٍّ أَيْ مِمَّا كُتِبَ لَهُمْ أَنَّهُمْ يُعَذَّبُونَ بِهَا قَالَ تَعَالَى ﴿وَمَا أَدْرَيكَ مَا سِجِّينٌ كِتَابٌ مَرْقُومٌ﴾ وَالسِّجِّيلُ بِمَعْنَى السَّجِّينِ Yaʹnî ʹinde’l-baʹz nâr-ı cehennemde çamur ile matbûh taşlardır ki üzerlerinde nâzil ve musîb olacak eşhâsın ismleri mersûmdur yâhûd سِجِّيلٌ [siccîl] burada سِجِلٌّ [sicill] demektir, yaʹnî fi’l-asl seng ve gil muʹarrebi olan سِجِلٌّ [sicill] olup baʹdehu işbâʹ olunmuştur, pes hıcâre-i merkûme ile taʹzîb olunacakları mektûb olan kitâb-ı mahfûz ahkâmındandır demektir, zîrâ: ﴿وَمَا أَدْرَيكَ مَا سِجِّينٌ كِتَابٌ مَرْقُومٌ﴾ الآية kerîmesi bu maʹnâya delîldir, zîrâ سِجِّيلٌ [siccîl] burada سِجِّينٌ [siccîn] maʹnâsınadır ki ﴿كِتَابٌ مَرْقُومٌ﴾ ile müfesserdir. Ve Ezherî dedi ki bu maʹnâ benim ʹindimde maʹânî-i sâ΄ireden ahsen ve esbettir.

Vankulu Lugatı - السجيل maddesi

اَلسَّجِيلُ [es-secîl] (sîn’in fethi ve cîm’in kesri ve meddiyle) Uzun olan meme, ḋarʹ-ı tavîl maʹnâsına.

اَلسِّجِّيلُ [es-siccîl] (sîn’in kesri ve cîm’in kesri ve teşdîdiyle) Şol taşlardır ki Bârî taʹâlânın ﴿بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ﴾ (الفيل، 4) dediği kavlinde vâki olmuştur. Ve o şol balçıktır ki cehennem âteşinde puhte olup üzerine kavmin ismleri yazılır, zîrâ Bârî taʹâlâ bu kavlinde buyurmuştur: ﴿لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ طِينٍ﴾ (الذاريات، 33) الآية

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı