اَلسَّمْنُ [es-semn] (sîn’in fethiyle) Kere yağından hâsıl olan yağa denir ki sâfî yağ taʹbîr olunur; sümûmun cümlesine mukâvim ve kurûh-ı habîseden vesahı münakkî ve mecmûʹ-ı evrâmı munaḋḋic ve tılâsı çehreden kelef ve nemeş ʹârızalarını müzîldir; cemʹi أَسْمُنٌ [esmun]dur, فَلْسٌ [fels] ve أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve سُمُونٌ [sumûn] ve سُمْنَانٌ [sumnân]dır sîn’lerin zammıyla. Ve
سَمْنٌ [semn] Masdar olur, taʹâmı sâfî yağla tertîb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَمَنَ الطَّعَامَ سَمْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا عَمِلَهُ بِالسَّمْنِ Ve bir adama sâfî yağ yedirmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَمَنَ الْقَوْمَ إِذَا أَطْعَمَهُ سَمْنًا Ve Fityân b. Aḩmed b. Semniyye, İbn Nuḵṯa’nın şeyhidir.
اَلسَّمَانَةُ [es-semânet] (سَلَامَةٌ [selâmet] vezninde) ve
اَلسِّمَنُ [es-simen] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) Semirmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَمِنَ الرَّجُلُ سَمَانَةً وَسِمَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَثُرَ لَحْمُهُ وَشَحْمُهُ
اَلسَّمْنُ [es-semn] (sîn’in fethi ve mîm’in sükûnuyla) Sağrı yağı.Ve gâh olur keçi yağına dahi ıtlâk olunur.
اَلسِّمَنُ [es-simen] (sîn’in kesri ve mîm’in fethiyle) Semirmek; yukâlu: سَمِنَ سِمَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve sâhib-i Muḣtâr’ın fethateynle işâret ettiği sâhib-i Ḵâmûs’un tashîhine muhâlif olur ki o bizim zikr ettiğimiz üzeredir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı