اَلسَّنْوُ [es-senv] (sîn’in fethiyle) ve
اَلسَّنَاوَةُ [es-senâvet] (سَمَاحَةٌ [semâḩat] vezninde) Dolaba koşulan nâka tarla suvarmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَتِ السَّانِيَةُ تَسْنُو سَنْوًا وَسَنَاوَةً إِذَا سَقَتِ الْأَرْضَ Ve âteş şuʹlesi yükselmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَتِ النَّارُ إِذَا عَلَى ضَوْءُهَا Ve şimşek çakmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَا الْبَرْقُ إِذَا أَضَاءَ Ve kuyudan su çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: اَلْقَوْمُ يَسْنُونَ لِأَنْفُسِهِمْ إِذَا اسْتَقَوْا Ve açmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَنَوْتُ الْبَابَ أَيْ فَتَحْتُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı