اَلسُّهْلِيُّ [es-suhliyy] (كُرْدِيٌّ [kurdiyy] vezninde) İsm-i mensûbdur ki zikr olundu. Ve
سُهْلِيٌّ [suhliyy] Arz-ı sehlede raʹy eden deveye vasf olur; yukâlu: بَعِيرٌ سُهْلِيٌّ إِذَا كَانَ يَرْعَى فِي السَّهْلِ
اَلسُّهْلِيُّ [es-suhliyy] (sîn’in zammı ve hâ’nın sükûnu ve yâ’nın teşdîdiyle) سَهْلٌ [sehl]e mensûb olan nesne, ʹalâ-gayri’l-kıyâs, zîrâ kıyâs sîn meftûh olmağdı. Ve
سَهْلُ الْخُلُقِ [sehlu’l-ḣuluḵ] Huluku latîf olan kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı