eş-şefr ~ اَلشَّفْرُ

Kamus-ı Muhit - الشفر maddesi

اَلشَّفْرُ [eş-şefr] (حَفْرٌ [ḩafr] vezninde) Cimâʹ ederken zekeri hatunun ferci kenârlarına çalıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu. شَفَرَ الْمَرْأَةَ شَفْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَ شُفْرَهَا فِي الْجِمَاعِ Ve

شَفْرٌ [şefr] Ehad ve ferd maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلشُّفْرُ [eş-şufr] (şîn’in zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Göz kapağında kirpik biten yerin köküne denir ki kirpik biten yer olacaktır; şîn’in fethiyle de câ΄izdir ve lafz-ı mezkûr müzekkerdir. Ve her şey΄in nâhiyesine denir ki asl maʹnâ-yı mevzûʹdur. Ve fercin kenârına denir. Ve

شُفْرٌ [şufr] Ehad ve ferd maʹnâsınadır ki kimse demektir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve derenin ve çayın yukarı cânibinden kenârına ve nâhiyesine ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - الشفر maddesi

اَلشَّفْرُ [eş-şefr] (kezâlik şîn’in fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Ehad maʹnâsına gelir; yukâlu: مَا بِالدَّارِ شَفْرٌ أَيْ أَحَدٌ Kisâ΄î’den böyle rivâyet olundu.

اَلشُّفْرُ [eş-şufr] (şîn’in zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Göz kapağının kirpik bittiği yerleri. Ve

شُفْرُ الرَّحِمِ [şufru’r-raḩim] Rahimin kenârı ve her nesnenin kenârına شُفْرٌ [şufr] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı