eş-şefûn ~ اَلشَّفُونُ

Kamus-ı Muhit - الشفون maddesi

اَلشَّافِنُ [eş-şâfin] ve

اَلشَّفُونُ [eş-şefûn] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Vech-i mezkûr üzere nazar eden adama denir.

اَلشُّفُونُ [eş-şufûn] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir adama göz kuyruğuyla bakmak, ʹalâ-kavlin iʹrâz vechiyle bakmak yâhûd gözünü kaldırıp müteʹaccib gibi bakmak yâhûd hoşlanmayıp kerâhet nazarıyla bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَفَنَهُ وَشَفِنَهُ شُفُونًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا نَظَرَ إِلَيْهِ بِمُؤْخِرِ عَيْنَيْهِ أَوْ نَظَرَ فِي إِعْرَاضٍ أَوْ رَفَعَ طَرْفَهُ نَاظِرًا إِلَيْهِ كَالْمُتَعَجِّبِ أَوِ الْكَارِهِ

Vankulu Lugatı - الشفون maddesi

اَلشَّفُونُ [eş-şefûn] (şîn’in fethi ve fâ’nın zammı ve meddiyle) Bi-maʹnâhu. Ve gayretli maʹnâsına dahi gelir, غَيُورٌ [ġayûr] gibi. Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: شَفَنْتُ إِلَيْهِ ve شَنَفْتُ nûn’un te΄hîri ve takdîmiyle bir maʹnâyadır ki o bir kimseye iʹrâz nazarıyla nazar etmedir. Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: İnsân bir nesneye gözin kaldırıp taʹaccüb nazarıyla ve kerâhet nazarıyla nazar kılmaktır.

اَلشُّفُونُ [eş-şufûn] (zammeteynle) Bir kimseye göz kuyruğuyla nazar etmek; tekûlu: شَفَنْتُهُ أَشْفُنُهُ شَفْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا نَظَرْتَ إِلَيْهِ بِمُؤَخَّرِ عَيْنِكَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı