اَلصَّحَابَةُ [eṡ-ṡaḩâbet] (ṡâd’ın fethi ve kesri) ve
اَلصُّحْبَةُ [eṡ-ṡuḩbet] (ṡâd’ın zammıyla) Bir kimse ile hüsn-i ülfet edip yâr ve hem-dem olmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَحِبَهُ صَحَابَةً وَصُحْبَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَاشَرَهُ وَهُمْ أَصْحَابٌ وَأَصَاحِيبُ وَصُحْبَانٌ بِضَمِّ الصَّادِ وَصِحَابٌ بِالْكَسْرِ وَصَحَابَةٌ بِالْفَتْحِ وَصِحَابَةٌ بِالْكَسْرِ وَصَحْبٌ بِالْفَتْحِ
اَلصُّحْبَةُ [eṡ-ṡuḩbet] (ṡâd’ın zammıyla ve ḩâ’nın sükûnuyla) Musâhabet etmek; yukâlu: صَحِبَهُ يَصْحَبُهُ صُحْبَةً Ve صُحْبَةٌ [ṡuḩbet] صَاحِبٌ [ṡâḩibin cemʹi dahi gelir فَارِهٌ [fârih]le فُرْهَةٌ [furhet] gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı