اَلْغَانِيَةُ [el-ġâniyet] Şol hatuna denir ki nâs kendisini taleb ve ragbet edip kendisi kimseye tâlibe ve hâhiş-ger olmaya, ʹalâ-kavlin pek dil-ber ve hüsn-dâr olmakla revnak-ı hüsn ü cemâliyle zîb ve zînetten ihtiyâcsız ola yâhûd ebeveyni hânesinde ikâmet edip sâ΄ir mahalle nakl ve tebʹîdi vâkiʹ olmaya yâhûd şol tâze mahbûbeye denir ki ʹafîfe ve pâk-dâmen ola, gerek zâtü’z-zevc olsun gerek olmasın; cemʹi غَوَانِي [ġavânî] gelir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ غَانِيَةٌ أَيِ الَّتِي تُطْلَبُ وَلَا تَطْلُبُ أَوِ الْغَنِيَّةُ بِحُسْنِهَا عَنِ الزِّينَةِ أَوِ الَّتِي غَنِيَتْ بِبَيْتِ أَبَوَيْهَا وَلَمْ يَقَعْ عَلَيْهَا سِبَاءٌ أَو الشَّابَّةُ الْعَفِيفَةُ ذَاتُ زَوْجٍ أَمْ لًا
اَلْغَانِيَةُ [el-ġâniyet] (nûn’un kesriyle) Şol ʹavrettir ki zevciyle kanâʹat eyleye. Ve gâh olur hüsn ve cemâliyle istignâ kılana dahi غَانِيَةٌ [ġâniyet] derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı