el-ġadîret ~ اَلْغَدِيرَةُ

Kamus-ı Muhit - الغديرة maddesi

اَلْغَدِيرَةُ [el-ġadîret] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Nebât kıtʹasına denir; yukâlu: أَرْضٌ فِيهَا غَدِيرَةٌ أَيْ قِطْعَةٌ مِنَ النَّبَاتِ Cemʹi غُدْرَانٌ [ġudrân] gelir, تُمْرَانٌ [tumrân] vezninde. Ve uzun gîsûya denir, ذُؤَابَةٌ [žu΄âbet] gibi; cemʹi غَدَائِرُ [ġadâ΄ir]dir. Ve süt bulamacı dedikleri taʹâma denir, رَغِيدَةٌ [raġîdet] gibi. Ve çobanın geride terk eylediği nâkaya denir; eğer kendisi tahallüf eylemiş ise غَدُورٌ [ġadûr] derler; yukâlu: نَاقَةٌ غَدِيرَةٌ إِذَا تَرَكَهَا الرَّاعِي وَنَاقَةٌ غَدُورٌ إِذَا تَخَلَّفَتْ هِيَ

Vankulu Lugatı - الغديرة maddesi

اَلْغَدِيرَةُ [el-ġadîret] (ġayn’ın fethi ve dâl’ın kesri ve meddiyle) Terk olunmuş nâka.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı