اَلْغَثِيثَةُ [el-ġašamp;îšamp;et] (خَبِيثَةٌ [ḣabîšamp;et] vezninde) ʹAkl ve şuʹûrda olan fesâd ve halele denir, gasîs-i curhtan me΄hûzdur; tekûlu: لَبِسَتْهُ عَلَى غَثِيثَةٍ وَنَفْسٍ خَبِيثَةٍ أَيْ عَلَى فَسَادِ عَقْلٍ Ve
غَثِيثَةٌ [ġašamp;îšamp;et] Şol hurmâ ağacına ıtlâk olunur ki meyve-dâr olup lâkin lezzet ve halâveti olmaya; yukâlu: نَخْلَةٌ غَثِيثَةٌ إِذَا كَانَتْ تُرْطِبُ وَلاَ حَلاَوَةَ لَهَا Ve bî-hayr u menfaʹat olan ahmak ve nâdân kimseye denir ki aslâ bir işe yaramaya.
اَلْغَثِيثَةُ [el-ġašamp;îšamp;et] (ġayn’ın fethi ve šamp;â-i ûlânın kesri ve meddiyle) Yaranın içinde olan çirki; kanlı sudan ve irinden ve çürük etten her ne ki var ise. Ve
غَثِيثَةٌ [ġašamp;îšamp;et] Fesâd-ı ʹakla dahi derler; yukâlu: لَبِسْتُهُ عَلَى غَثِيثَةٍ Yaʹnî “Ona mukârin oldum, ʹaklında halel var iken.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı