اَلْغُدُوُّ [el-ġuduvv] (سُمُوٌّ [sumuvv] vezninde) ve
اَلْغُدْوَةُ [el-ġudvet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Bir yere sabâh vakti gelmek ve sabâh vakti gitmek ve bir işe sabâh vakti mübâşeret eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَدَا عَلَيْهِ غُدُوًّا وَغُدْوَةً إِذَا بَكَّرَ عَلَيْهِ Şârih der ki baʹdehu tevsiʹe olunup vaktten tecrîd ile رَاحَ gibi efʹâl-i nâkısaya mülhak olmuştur, صَارَ maʹnâsına müstaʹmeldir.
اَلْغُدُوُّ [el-ġuduvv] (zammeteynle ve vâv’ın teşdîdiyle) Sabâh maʹnâsınadır, رَوَاحٌ [revâḩ]ın mukâbilidir; yukâlu: غَدَا يَغْدُو غُدُوًّا Ve Bârî taʹâlânın ﴿بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ﴾ (الأعراف، 205، الرعد، 15، النور، 36) dediği kavli بِالْغَدَوَاتِ maʹnâsınadır, pes masdarla vaktten taʹbîr olunmuştur, nitekim أَتَيْتُكَ طُلُوعَ الشَّمْسِ derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı