اَلْغُنَّةُ [el-ġunnet] (ġayn’ın zammı ve nûn’un teşdîdiyle) Genizden gelen savta denir ki tekellümde küçük dilden beri genize çekilip gelen savttan ʹibarettir, baʹzı kimsede halkî olur; ve minhu yukâlu: اَلنُّونُ أَشَدُّ غُنَّةً وَهُوَ جَرَيَانُ الْكَلَامِ فِي اللَّهَاةِ يَعْنِي صَوْتٌ مِنْ قِبَلِ الْخَيَاشِيمِ Mü΄ellifin taʹrîfi müsâmahaya mebnîdir. Ve Yezîd b. el-Aʹver taşların âvâzesinde yaʹnî çınlamasında dahi istiʹmâl eyledi; murâd işbu beytinde istiʹmâl eylediğidir: “إِذَا عَلَا صَوَّانُهُ أَرَنَّا || يَرْمَعُهَا وَالْجَنْدَلَ الْأَغَنَّا”
اَلْغُنَّةُ [el-ġunnet] (ġayn’ın zammı ve nûn’un teşdîdiyle) Genizden olan savta derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı