اَلْفَضُّ [el-faḋḋ] (fâ’nın fethi ve ḋâd’ın teşdîdiyle) Bir nesneyi kırıp dağıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَضَّ الشَّيْءَ فَضًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا كَسَرَهُ وَفَرَّقَهُ Ve mektûb mührünü bozup koparmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: فَضَّ خَتْمَ الْكِتَابِ إِذَا فَكَّهُ Ve
فَضٌّ [faḋḋ] Perâkende neferât-ı insânîye ıtlâk olunur; yukâlu: بِهَا فَضٌّ مِنَ النَّاسِ أَيْ نَفَرٌ مُتَفَرِّقُونَ
اَلْفَضُّ [el-faḋḋ] (fâ’nın fethi ve ḋâd’ın teşdîdiyle) Bir nesneyi ufatıp ayırmaktır; yukâlu: فَضَّهُ يَفُضُّهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve
فَضٌّ [faḋḋ] Kitâbın mührin açmağa dahi derler. Ve fi’l-hadîsi: “لَا يَفْضُضُ اللهُ فَاكَ” مِنْ فَضَّ يَفُضُّ وَلَا تَقُلْ لَا يُفْضِضُ اللهُ مِنَ الْإِفْضَاضِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı