اَلْقِرْبَةُ [el-ḵirbet] (ḵâf’ın kesriyle) Süt tulumuna denir. Ve baʹzen su tulumuna da ıtlâk olunur. ʹAlâ-kavlin yalnız bir tarafından dikilmiş olan tuluma denir. Cemʹi قِرْبَاتٌ [ḵirbât] gelir ḵâf’ın kesri ve râ’nın sükûnuyla ve قِرِبَاتٌ [ḵiribât] gelir kesreteynle ki kesre itbâʹ olunmuştur ve قِرَبَاتٌ [ḵirabât] gelir kâf’ın kesri ve râ’nın fethiyle ve قِرَبٌ [ḵirab] gelir عِنَبٌ [ʹineb] vezninde. Kezâlik her ism ki فِعْلَةٌ [fiʹlet] vezninde ola فِقْرَةٌ [fiḵrat] ve سِدْرَةٌ [sidret] gibi cemʹleri sîga-i merkûme üzere muttaridedir. Muhaddisînden Ḩakem b. Sinân ve Aḩmed b. Dâvûd ve Ebû Bekr b. Ebî ʹAvn ve ʹAbdullâh b. Eyyûb el-Ḵirebiyyûn قِرْبَةٌ [ḵirbet] sanʹatına mensûblardır.
اَلْمَقْرَبَةُ [el-maḵrebet] (mîm’in fethi ve râ’nın harekât-ı selâsıyla) ve
اَلْقُرْبَةُ [el-ḵurbet] (ḵâf’ın zammıyla) ve
اَلْقُرُبَةُ [el-ḵurubet] (zammeteynle) ve
اَلْقُرْبَى [el-ḵurbâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) ve
اَلْقَرَابَةُ [el-ḵarâbet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Rahim cihetiyle olan yakınlığa mahsûslardır. Şârihin beyânına göre bunlar fi’l-asl masdarlardır, baʹdehu ism olarak istiʹmâl olundular; tekûlu: بَيْنِي وَبَيْنَهُ مَقْرَبَةٌ وَقُرْبَةٌ وَقُرْبَى وَقَرَابَةٌ فَهُوَ قَرِيبِي وَذُو قُرْبَتِي وَذُو قَرَابَتِي وَلاَ تَقُلْ قَرَابَتِي أَيْ بِدُونِ “ذُو”
اَلْقِرْبَةُ [el-ḵirbet] Su çekilen meşk.
اَلْقُرْبَى [el-ḵurbâ] (ḵâf’ın zammı ve râ’nın sükûnu ve elifin kasrıyla) ve
اَلْمَقْرُبَةُ [el-maḵrubet] ve
اَلْمَقْرَبَةُ [el-maḵrebet] (mîm’in fethi ve râ’nın zammı ve fethiyle) ve
اَلْقُرْبَةُ [el-ḵurbet] ve
اَلْقُرُبَةُ [el-ḵurubet] ( kezâlik râ’nın sükûnu ve zammıyla) Bi-maʹnâ: اَلْقَرَابَة
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı