اَلْقِنَاعُ [el-ḵinâʹ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bu dahi ʹavretlerin baş örtüsüne denir, lâkin bu مِقْنَعَةٌ [miḵneʹat]tan evsaʹ olur. Ve hurmâ çubuğundan örülmüş yassı sepete denir; yukâlu: وَضَعَ التَّمْرَ بِالْقِنَاعِ أَيِ الطَّبَقِ مِنْ عُسُبِ النَّخْلِ Ve yüreğin perdesine denir ki ince zardır, غِشَاءُ الْقَلْبِ [ġişâ΄u’l-ḵalb] maʹnâsına. Ve yarağa ve silâha ıtlâk olunur; cemʹi قُنُعٌ [ḵunuʹ]dur zammeteynle; yukâlu: أَخَذُوا قُنُعَهُمْ أَيْ أَسْلِحَتَهُمْ
اَلْقِنَاعُ [el-ḵinâʹ] (ḵâf’ın kesriyle) Şol bezdir ki مِقْنَعَةٌ [miḵneʹat]tan büyücektir. Ve
قِنَاعٌ [ḵinâʹ] Kezâlik hurmâ çubuklarından örülen tabağa derler. Ve sâhib-i Muhežžeb mutlakan tabak-ı mîve demiştir. Ve sâhib-i Ṡurâḩ “tabakî ez-berg-i hurmâ” demiştir, lâkin ʹibâret-i Cevherî’den fehm olunan bizim zikr ettiğimizdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı