اَلْقَيْنَةُ [el-ḵaynet] (ḵâf’ın fethiyle) Çengî câriyeye denir, ʹalâ-kavlin eʹammdır, niteki zikr olundu; yukâlu: لَهُ قَيْنَةٌ أَيْ أَمَةٌ مُغَنِّيَةٌ أَوْ أَعَمُّ Ve dübüre yâhûd dübüre yakın olan omurga kemiğine yâhûd iki omaca başı beyninde yâhûd orada olan çukura denir ki pöç taʹbîr olunur. Ve
قَيْنَةُ الْفَرَسِ [ḵaynetu’l-feres] Atın sağrısıyla غُرَابٌ [ġurâb] dedikleri ʹuzvu beyninde olan çukurca yive denir. Ve غُرَابٌ [ġurâb] sağ uca ile sol ucanın kavuştuğu yerdir. Ve
قَيْنَةٌ [ḵaynet] Mâşitaya denir; yukâlu: هِيَ قَيْنَةٌ أَيْ مَاشِطَةٌ
اَلْقَيْنَةُ [el-ḵaynet] (ḵâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Câriye, أَمَةٌ [emet] maʹnâsına, gerek muganniye olsun gerek olmasın.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı