اَلْقَيْقَبُ [el-ḵayḵab] (حَيْدَرٌ [ḩayder] vezninde) Atın eyerine denir, سَرْجٌ [serc] maʹnâsına. Ve bir nevʹ ağaç kerestesine denir ki ondan kaltak ittihâz olunur. Şârihin beyânına göre Fârisîde âzâd-ı dıraht dedikleri şecerdir ki çitlenbik ağacıdır. Kezâlik tesbîh ağacının kebîr nevʹidir. İkisinin de kerestesi be-gâyet sulb ve metîn olur. Ve
قَيْقَبٌ [ḵayḵab] Eyerin iki kaşlarına doladıkları kayışa ve sırıma denir. Ve at geminde olan şol demire denir ki gem damağı taʹbîr olunan çatal demir ki atın ağızına girer, onun ortasında olur.
اَلْقَيْقَبُ [el-ḵayḵab] (ḵâf’ın fethi ve yâ-i müsennâtın sükûnuyla ve ḵâf-ı sânînin dahi fethiyle) ve
اَلْقَيْقَبَانُ [el-ḵayḵabân] Bir ağaçtır ki eyerleri ondan işlerler, iğde yemişi ki akça yemişi olur ve lisân-ı Fârisîde ona âzâd-diraht derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı