اَلْكُنْهُ [el-kunh] (kâf’ın zammı ve nûn’un sükûnuyla) Bir nesnenin cevher ve hakîkatine denir; yukâlu: سَلْهُ عَنْ كُنْهِ الْأَمْرِ أَيْ عَنْ جَوْهَرِهِ وَحَقِيقَتِهِ Ve bir nesnenin kaʹr ve gâyet ve encâmına denir; yukâlu: لَا يُعْرَفُ كُنْهُهُ أَيْ غَايَتُهُ Ve bir şey΄in kadr ve mikdârına denir; yukâlu: فَعَلَ فَوْقَ كُنْهِ اسْتِحْقَاقِهِ أَيْ قَدْرِ اسْتِحْقَاقِهِ Ve bir nesnenin vakt ve hengâmına denir; tekûlu: أَتَيْتُهُ فِي غَيْرِ كُنْهِهِ أَيْ فِي غَيْرِ وَقْتِهِ Ve bir nesnenin semt ve vechine denir; yukâlu: هُوَ فِي كُنْهِهِ أَيْ فِي وَجْهِهِ
اَلْكُنْهُ [el-kunh] (kâf’ın zammı ve nûn’un sükûnuyla) Bir nesnenin nihâyeti; tekûlu: أَعْرَفَهُ كُنْهَ الْمَعْرِفَةِ Ve bir nesnenin vaktine dahi كُنْهٌ [kunh] derler. Ve bundan fiʹl müştakk olmaz. Ve ʹArabların لَا يَكْتَنِهُهُ الْوَصْفُ dedikleri لَا يُبْلَغُ كُنْهُهُ maʹnâsına, ʹArabî-i hâlis değildir, kelâm-ı müvelleddir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı