اَلْكُنَاسَةُ [el-kunâset] (kâf’ın zammıyla) Süprüntüye denir, قُمَامَةٌ [ḵumâmet] maʹnâsına. Şârih der ki garîbdir ki mü΄ellif كُنَاسَةٌ [kunâset]i zikr edip meʹhazından müsâmaha eyledi. Me΄hazı كَنْسٌ [kens]tir ki kâf’ın fethi ve nûn’un sükûnuyladır, süpürmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَنَسَ الْبَيْتَ كَنْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَحَهُ İntehâ. Ve
كُنَاسَةُ [Kunâset] Kûfe’de bir mevziʹ adıdır. Ve ʹArablar bununla baʹzı kimselere tesmiye eylediler.
اَلْكُنَاسَةُ [el-kunâset] (kâf’ın zammıyla) Süpürüntü, قُمَامَةٌ [ḵumâmet] maʹnâsına. Ve
كُنَاسَةُ [Kunâset] Kûfe’de bir yerin adıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı