اَلْكَنُوفُ [el-kenûf] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol nâkaya denir ki sürüye karışmayıp dâ΄imâ alargada gider ola, ʹalâ-kavlin mahsûs yataklarında yatmayıp alargada yatıp kalkar ola; yukâlu: نَاقَةٌ كَنُوفٌ إِذَا كَانَتْ تَسِيرُ فِي كَنَفَةِ الْإِبِلِ أَوْ تَعْتَزِلُهَا وَتَبْرُكُ فِي كَنَفِهَا Ve şol koyuna ve keçiye denir ki dâ΄imâ sürüden ırak alargada gider ola. Ve gebe iken erkek aşmış hayvâna denir; yukâlu: شاةٌ وَنَاقَةٌ كَنُوفٌ إِذَا صَارَتْ قَدْ ضَرَبَهَا الْفَحْلُ وَهِيَ حَامِلٌ
اَلْكَنُوفُ [el-kenûf] (kâf’ın fethi ve nûn’un zammı ile) Şol nâkadır ki deve yattığı yerin bir cânibinde yatar,قَذُورٌ [ḵažûr] gibi bu kadar var ki كَنُوفٌ [kenûf] develerden ırak yatmaz, قَذُورٌ [ḵažûr] ırak yattığı gibi. Ve قَذُورٌ [ḵažûr] ḵâf’ın fethi ve žâl-ı muʹcemenin zammıyla necâsetten ictinâb edene derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı