el-laḩf ~ اَللَّحْفُ

Kamus-ı Muhit - اللحف maddesi

اَللَّحْفُ [el-laḩf] (lâm’ın fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) Bir kimseyi yorgan makûlesiyle örtüp bürümek maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَفَهُ لَحْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا غَطَّاهُ بِاللِّحَافِ وَنَحْوِهِ Ve yalamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَحَفَهُ إِذَا لَحِسَهُ

اَللِّحْفُ [el-liḩf] (lâm’ın kesriyle) Dağın köküne denir, أَصْلُ الْجَبَلِ [aṡlu’l-cebel] maʹnâsına. Ve Hemedân ve Nehâvend dağlarının diplerinde vâkiʹ bir nâhiye ve kutrun ismidir. Ve Ḩicâz’da bir vâdî ismidir ki üzerinde Cebele ve Sitâr nâm iki karye vardır. Ve

لِحْفٌ [liḩf] Dübürün bir şıkkına yaʹnî bir kıynağına denir; yukâlu: ضَرَبَ لِحْفَ اسْتِهِ أَيْ شِقَّهَا [Ve] إِسْتٌ [ist] kelimesinin te΄nîsi عَجِزٌ [ʹaciz] ve حَلْقَةٌ [ḩalḵat]-ı dübür ve أَلْيَةٌ [elyet] iʹtibârıyladır. Ve minhu’l-meselu: “أَفْلَسُ مِنْ ضَارِبِ لِحْفِ اسِتْهِ” Zîrâ müflis ve mendebur olan adam setr-i ʹavret edecek nesne bulmamakla kıynağına elini vazʹ eder.

Vankulu Lugatı - اللحف maddesi

اَللَّحْفُ [el-laḩf] (lâm’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Bir kimsenin üzerine bez bırakmak yâhûd bezle bürümek; tekûlu: لَحَفْتُ الرَّجُلَ أَلْحَفُهُ لَحْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا طَرَحْتَ عَلَيْهِ اللِّحَافَ أَوْ غَطَّيْتَهُ بِثَوْبٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı