اَللَّزْنُ [el-lezn] (lâm’ın fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) ve
اَللَّزَنُ [el-lezen] (fethateynle) Nâs izdihâm edip sıkışmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَزَنَ الْقَوْمُ وَلَزِنَ لَزْنًا وَلَزَنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا تَزَاحَمُوا Ve
لَزْنٌ [lezn] (شَكْسٌ [şeks] vezninde) Kalabalık ve sıkışma yere denir.
اَللَّزِنُ [el-lezin] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْمَلْزُونُ [el-melzûn] Bunlar da kalabalık sıkışma yere denir; ve minhu yukâlu: مَشْرَبٌ لَزْنٌ وَلَزِنٌ وَمَلْزُونٌ أَيْ مُزْدَحَمٌ عَلَيْهِ
اَللَّزَنُ [el-lezen] (fethateynle) Halk kuyu üzerinde su çekmek için cemʹ olmak bir haysiyyet ile ki müzâhame olup sığışmayalar. Ve her husûsta olan müzâhameye ıtlâk olunur.
اَللَّزِنُ [el-lezin] (lâm’ın fethi ve zâ’nın kesriyle) Müzâyaka üzere olup teng olan nesne; yukâlu: عَيْشٌ لَزِنٌ أَيْ ضَيِّقٌ
اَللَّزْنُ [el-lezn] (lâm’ın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Şiddet ve müzâyaka.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı