اَللِّزَازُ [el-lizâz] (lâm’ın kesriyle) Bir nesneye mülâsık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لاَزَزْتُهُ لِزَازًا أَيْ لاَصَقْتُهُ Ve
لِزَازٌ [lizâz] Kapı dikesine ve tırkazına denir ki kapının ensesine vazʹ olunur. Ve
لِزَازٌ [Lizâz] Bir recül ʹalemidir. Ve Nebiyy-i ekrem ʹaleyhi’s-selâm hazretlerinin feresi ismidir ki İskenderiyye vâlîsi Muḵavḵis, Mâriye cenâblarıyla berâber ihdâ eylemişler idi.
اَللِّزَازُ [el-lizâz] (lâm’ın kesriyle) Hasmıyla husûmeti kavî olan kimse; yukâlu: فُلَانٌ لِزَازُ خَصْمٍ Ve
لِزَازُ الْبَابِ [lizâzu’l-bâb] Kapının ardına dayadıkları ağaca derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı